2 Ocak 2014 Perşembe

Hızlı Valencia Turu (Valencia'ya giriş 101)

Ya Valencia'ya bir günlüğüne geldik nereye gitsek ne yapsak bilmiyoruz?

Ayıp etmişiniz. Neyse yapacak birşey yok zevk almaya bakacağız.

Hemen size hızlı bir tur ayarlayalım.

Sabah kalktınız.

Metroya bindiniz. Xativa durağına geldiniz. Valencia Nord'un önündesiniz.

Valencia Nord


Önünüzdeki caddenin adı Carrer de Xativa. Valencia'nın ana caddelerinden biridir. İyi bakın. Sol çaprazınızdaki yer Lluis Vives Lisesi.

Colegio de Lluis Vives


Primavera Valencia(Valencia Baharı) tam burada başladı. Bu sokaklar çok kan ve faşizm gördü.


Neyse turumuza devam edelim. Sağınızdaki yer Plaza de Toros, boğa güreşlerinin yapıldığı arena.

Plaza de Toros


Önünde birkaç fotoğraf çektirdikten sonra azıcık daha yürürseniz Casa de los Caramelos dükkanını göreceksiniz.  Şirin bir dükkandır. Yolumuz biraz uzun kendinize bir torba şeker, jelibon alın. Enerji depolamış olalım.

Casa de los Caramelos

Neyse hepsini bir anda yemeyin o şekerlerin.
Şekerlerimizi cebimize koyduktan sonra dükkandan çıkıyoruz. Karşımızda bir Mc'Donalds var. Onun aralığından girip dümdüz yürümeye başlıyoruz. Yaklaşık 260 metre sonra büyükçe bir meydana varmış olacağız.
Burası Plaza de Ayuntamiento. Sağ tarafınızda gördüğünüz büyük şaşaalı bina Valencia Postanesi. Korkmayın içeri girin.  

-Abi adamlar yapmış yaaa
-Evet canım.


Oficina de Correos - Postane


Şimdi postaneden etkilendik de karşıdaki bina ne o da bunun gibi çok değişik bir mimarisi var?
Hazır mısın yavrucum?  O bina belediye binası.

-OHŞ!!


Ayuntamiento de Valencia - Valencia Belediye Binası

Neyse sanırım yeterince şaşırdık. Biraz turistik yerleri gezelim. Azıcık yürüdükten sonra karnımız açsa Pizzeria Ñam Ñam'dan pizza alalım. Ucuz ve güzeldir. Genelde sarhoşken yenir, ama yapçak bişi yok.

Neyse Pizzeria Ñam Ñamın olduğu caddeye doğru döndük. Bu yol dümdüz gittiğinizde Plaza de la Reina'ya çıkar. Ancak biz hemen oraya gitmeyeceğiz. İlk olarak ziyaret etmemiz gereken iki kilisemsi müze var.

Bunlardan biri Museo Nacional de Ceramica Gonzalez Marti diğeri ise Museo del Patriarca. İlk olarak Museo Nacional de Ceramica Gonzalez Marti'ye gidiyoruz. Pizzeria Ñam Ñam'ın caddesinden(Carrer de Sant Vicente Martir) dümdüz ilerlerken soldan ikinci aralıktan içeri giriyoruz. Yolu dümdüz takip ettiğinizde yaklaşık 160 metre sonra sağda müzeyi göreceksiniz. Burası bir seramik müzesi.

-Yaa Allahaşkına buraya mermer görmeye mi geldik kardeşim!!
-Sus çocum. Bi gir içeri önyargılı olma.Bi bildiğimiz var diyoruz. 

Valencia portakalı, paellası ve partileriyle ünlü olduğu kadar seramiğiyle de ünlüdür.


Binanın kendisi dahi başlıbaşına bir sanat(15.yy'da inşa edilmiş; ama kapı 1740) olmakla beraber içeride hakikaten güzel eserler var. Eserlerin fotoğrafını koymayacağım git gör.

Neyse girdik çıktık beğendik. Şimdi ikinci durağımız Museo del Patriarca. Patrik müzesi. Seramik müzesine geldiğiniz yoldan yine dimdirek devam edin. Tam karşısında göreceksiniz. Müzenin karşısında Real Colegio Seminario del Corpus Christi var. Bu iki bina Valencia sanat ve tarihi için önemli. Çünkü Valencia tarihinin önemli ressamlarının resimlerini ve kitaplarını saklayan bir yer. Sanattan azıcık nasibinizi alın gidip görün.

Museo del Patriarca

Neyse şeker bitmedi di mi? Tamam şimdi azıcık yiyebilirsiniz. Şekerleri yerken yürümeye devam.  Plaza Redondaya gideceğiz. Geldiğimiz Carrer de Sant Vicente Martir'e geri döneceğiz. Giriş yaptığımız sokağın başına geldik. Sant Vicente Martir'den yukarı doğru devam ederken sağdaki ilk aralığa girelim. İşte orası Plaza Redonda.

Plaza Redonda 19.yüzyılda inşa edilmiş bir pazar yeridir. Ortadaki fışkiye 1850 yılından bugüne kadar kırılmadan gelmiştir.

Plaza Redonda

Plaza Redondanın arka taraftaki girişine doğru devam ederseniz, Valencia'nın ve dünyanın sayılı en küçük apartmanlarından birini göreceksiniz.

-Ay çok şirin.
-İvit. Ama gerizekalılar kapısına yiyecek otomatı koydular, halk olarak kızgınız.

Valencia'nın en küçük apartmanı

Arka tarafınıza doğru Santa Caterina kilisesini göreceksiniz. Yine Valencia'nın önemli kiliselerinden biridir.



Kiliseyi ziyaret ettikten sonra sıradaki durağımız daha önce bahsettiğim Plaza de la Reina. Kilisenin aralığını takip ederek meydana çıkabilirsiniz. Plaza de la Reina, Valencia'nın en önemli meydanlarından biridir.

Plaza de la Reina


Buraya gelmişken köşedeki dondurmacıdan bir dondurma yiyin. Dondurmacının karşısında, meydanın sol tarafında Chocolate Valor dükkanı var. Valencia'da çikolata yiyip içebileceğiniz en kral yerdir. Neyse çikolatanızı da yedikten sonra karşıda kocaman Valencia Katedralini göreceksiniz. İçeri girin.



İçeriyi gezdikten sonra sol tarafta Micalet kulesine çıkış yapmak için biletinizi alıp, kendinizi 207 dik merdiven basamağı için hazırlayın. 207 basamak bittiğinde yerden 51 metre yukarıda ve tüm Valencia panoramasına hakim  olacaksınız. Tadını çıkarın. Dinlenin. Bu kule 1429 yılından beri burada.



Arka tarafta gördüğünüz kule Torres de Serranos. Bir sonraki durağımız. Katedralin mimarının elinden çıkma. Şehrin giriş kapısı.

Torres de Serranos

Tabi oraya gitmeden önce Plaza de la Reina'dan, Plaza de la Virgen'e geçmemiz gerek. Plaza de la Virgen Katedralin hemen arkasındaki meydan. Valencia'nın en önemli meydanı diyebiliriz.


Plaza de la Virgen

Sağ tarafınızda bulunan bazilika Basílica de la Virgen de los Desamparados. Valencia'nın en önemli simgelerinden biri de Bakire Meryem'dir.  Bazilikanın ve meydanın adı da buradan gelmektedir.

Basilica de la Virgen de los Desamparados


Her yıl Las Fallas festivalinde bu meydana çiçeklerden dev bir Meryem heykeli inşa edilir. Fallera kostümü giyen kadınlar Meryeme çiçekler sunarlar.
Las Fallas çok uzun bir konu olduğu için başka bir gönderide detaylı olarak işleyeceğiz.

Çiçeklerle yapılmış Meryem heykeli


Falleralar

Plaza de la Virgen, kutsal tarafı yanında tüm önemli devlet binalarının(Valencia valiliği ve Valencia tarihi adliyesinin) çevresinde bulunması nedeniyle protestoların da  meydanı olmuştur.  

Plaza de la Virgen - Canal 9'un kapatılmasının ardından yapılan protesto gösterileri

Plaza de la Virgen'in sol tarafına doğru Carrer de Cavallers sokağına kıvrılıyoruz. Artık El Carmen'desiniz. Yani tarihi Valencia. Dümdüz bu yolu takip ederseniz Torres de Serranos gibi ikinci bir kapı olan Torres de Quart'ı görürsünüz. Çok farklı değiller. Ancak El Carmen'i bir nebze olsun keşfetmek için ideal bir yürüyüş olabilir. Bir gün içinde tüm El Carmen'i ne yazık ki öğrenemezsiniz. El Carmen ile ilgili bir yazı ilerleyen günlerde yazacağım. Ama şimdilik dar sokaklarında biraz kaybolsanız bile size iyi gelebilir.

Torres de Serranos, Carrer de Callavers'in başında hemen valiliğin yan tarafında bulunan yoldan sağa kıvrıldığınızda Calle de Serrans'ın sonunda.  Yol üzerinde Plaza de Manises sağ tarafınızda kalıyor.

Torres de Serranos'tan sonra sıradaki durak Valencia'nın simgesi olan La Ciudad de las Artes y las Ciencias. Oraya gitmek için hemen yanıbaşınızda bulunan Torres dels Serrans - Comte de Trénor durağından 95 numaralı otobüse(Professor López Piñero - Museu de les Ciències) bineceksiniz.
Ancak binmeden önce eski Turia nehrini ve Museu de Belles Artes'i(Güzel Sanatlar Müzesi) görmenizi tavsiye ederim.
Eski Turia nehri artık bir park halinde. Valencialılar, Turia nehri devamlı taştığı ve sele yol açtığı için; nehrin yatağını değiştirmişler. Nehir yatağını da şu an park olarak kullanıyorlar. Torres de Serranos'tan ileri doğru yürüdüğünüzde. Üzerinde köprüler olan bir nehir yatağı göreceksiniz bahsettiğim yer işte tam da burası. Karşıdaki yüksek binanın 10. katında ben oturuyordum bir zamanlar... Ama ne yazık ki artık orada oturmuyorum.


Pont de Serrans - Benim eski ev ;) kıpss!

Neyse nehir yatağının karşı tarafına geçtiğinizde sağa doğru yürüyünce Museu de Belles Artes yaklaşık 500 metre sonra sol tarafınızda kalacak. Bu müze çok önemli çünkü içinde Sorolla'nın eserleri var. Ziyaret etmeden geçmeyin.


Museo de bellas artes

Şekerler tahminimce bitmiştir çoktan. Neyse işinizi bitirdikten sonra Pont de Fusta(Tahta köprü) köprüsünden tekrar karşıya geçip otobüse binip yola koyulabilirsiniz. La Ciudad de las Artes y las Ciencias sizi bekliyor.

La ciudad de las Artes y las Ciencas



La ciudad de las Artes y las Ciencas mimar Calatrava tarafından astronomik rakamlarla yapılmış bir konsept mimari eserler topluluğudur. İyidir, hoştur ancak Valencia ekonomik krizle boğuştuğu için çok tartışma konusu da olmuştur. TOKİ ihalelerinden hatırlarsınız kıps ;)

Neyse politik espri de yaptığıma göre artık siz taminimce La ciudad de las Artes y las Ciencas'ı gezmeyi bitirdiniz. Biliyorum geberiyorsunuz yorgunluktan. Ama gerçekten bu son. Sonra istediğinizi yapın.

Geldiğiniz taraf değil müzenin diğer tarafında Albereda(riu)-Museu de las Ciencies durağı var. O duraktan 1 numaralı Mendizabal - Gran Canaria otobüsüne binin. Aynı isimli durakta inin. Yaklaşık 450 metre dümdüz yürüyünce karşınızda Malvarossa plajını göreceksiniz. Hava sıcaksa gidin bi yüzün. Benim yerime de soğuk bir bardak bira için...Afiyet bal şeker olsun...



İyi eğlenceler bebeklerim. Yoruldunuz biliyorum ama en hızlı bu kadar olurdu. Bi dahakine daha uzun gelin. Sindire sindire gezin.


Not: Şehir merkezine geri dönmek için indiğiniz duraktan hesaplayın bir değil ikinci aralıktan sola girin. La malva-rossa - Mendizabal durağından 19 numaraya(Pl. de Ajuntament) binin. İlla ordan binmeniz şart değil ama işte şu an orayı biliyorsunuz diye orayı söyledim.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder